Ses
Hafif ince bir rüzgâr eser
Kuru otlar sallanır
Bulutlar art arda sıralanır
Zaman ağır ağır geçer
Uzaktan yavaşça gelir ince bir ses
Yaşlının taşıdığı otların fısıltısı
İnsanı arar rüzgârın lâkırdısı
Soluk soluğa hızlı bir nefes
Irmak akıyor köpük köpük
Taşıyor kabarıyor bir anda
Biri var izliyor ağacın arkasında
Gözleri yeşil sanki sönük sönük
Rüzgâr hızlandı uğulduyor şimdi
Bütün çalılıklar, otlar yatıyor yerlere
Küçük bir çocuk bakıyor etrâf-ı âleme
Koşuyor yorulmadan gülüyor şimdi
Yine ne cüretle biri beni izliyor
Saklanmış, çınar ağacının arkasına
Yanındaki çiçek saksısına
Durmadan, göz kırpmadan bakıyor
Gözlerim istemsizce süzüyor beni izleyeni
Kendime engel olamıyor ve duramıyorum
Evet şimdi onu tekrar görüyorum
Ama hatırlayamıyorum çehresini
Bulutlar aralanmaya başlıyor sanki
Güneş yavaş yavaş meydana çıkıyor
Duyuyorum, onun sesinin ezgisi çınlıyor
Rüzgâr kararlı ve kararsız gibi
Gözcü yel misâli kayboldu birden
Benliğinin renklerini bıraktı ardında
Evet, güneşin kızıllığıyla tam şu anda
Bir görünüp bir kayboluyor yeniden
Kaya Türkoğlu
Comments
0 comment